Bir önceki yazımda, bir intihar vakıası fotoğrafından yola çıkarak, “Bu Toplum Ne Hâle Geldi?” sorusunu paylaşmıştım.
Kadirşinas okuyucularımızdan gelen çok sayıda farklı yorum ve olumlu tepkilere binlerce teşekkür ediyorum.
Bu yazımda da yine bir fotoğraftan hareketle aktarmak istiyorum tarihe not düşenleri.
Birkaç ay önce çekmiştim bu fotoğrafı...
Özel Güneş Eğitim Kurumları Kız Fen Lisesi bahçe duvarına monte edilen Erzurum’un Kahraman Çocukları’nı anlatan tarihi rölyef ve önünde bugünün zincirli hayvansever uşahları…
Rölyef, Sarıkamış Dayanışma Grubu ile bu grubun başkanlığını yapan kendisini tarihi gerçeklere ve şehitlere adamış, birkaç ay önce siyasi hırsın bu hâle getirdiği - kırılası ellerin kurşun sıktığı, Dünyanın sayılı kalp cerrahlarından Prof. Dr. Bingür Sönmez ve Atatürk Üniversitesi’nin katkılarıyla hayat bulmuştu.
Erzurum’daki mülki idare ile belediyelere ise sadece bu rölyef için (tarihi gerçeklere uygun) bir yer bulunması kalmıştı.
Ve rölyef, eski hükümet konağının karşısındaki okulun bahçe duvarına monte edilmişti.
Erzurumlu Kahraman Çocukları anlatan rölyef, artık Sarıkamış Harekâtı sırasında Allahuekber Dağları’nda 1914 yılı Aralık ayında donarak şehit düşen Mehmetçikleri anmak için her yıl yapılan yürüyüşlerin tarihi gerçeklere uygun şekilde devinim noktası olmuştu.
Tarihe not düşülmüştü…
Peki, o notun detayları ve Erzurum’un rolü neydi? Kimdi bu kahraman çocuklar?
-ERZURUM’UN 80 BİN NÜFUSU 8 BİNLERE DÜŞMÜŞTÜ-
Erzurum’un kadirşinas yazarlarından Muzaffer Taşyürek Hoca, “Erzurumlu Çocuklar, 150 bin kilogram erzağı sırtında cepheye taşıdı” mesajıyla konuyu gündeme taşımıştı birkaç yıl önce.
Birinci Dünya Savaşı’ndan önce 80 bin olan Erzurum nüfusunun savaş sonrası 8 binlere düştüğünü, savaş sonrasında Ermeni zulmüne maruz kalan Erzurum'un yakılarak virane hale getirildiğini anlatan Taşyürek, Erzurum'da tarih içerisinde her yaştan insanın çocuklar ve gençlerin fedakârlık yaptığını dile getirmişti.
Eğitimci Yazar Taşyürek, kahraman çocuklar hakkında şu bilgileri vermişti: "Vanlı, isimsiz (kahraman) çocuklar gibi bu tarihlerde Erzurumlu çocuklar da aynı fedakârlığı yapmışlardı. Dönemin Erzurum Valisi Tahsin (Uzer) Bey'in emriyle dikilen çuvallara doldurulan 30 kiloluk gıda ve ihtiyaç maddesini Deveboynu yoluyla Nebi Hanlarına kadar taşımışlardır. Fakat bunları 90-95 kilometre ötedeki cepheye taşıyacak nakliye araçları yoktu. Ordu yarım yamalak bir lojistik destekle savaşmaya çıkmıştı. Vali, tellallar ve mahalle bekçileriyle duyurusunu yaptı. Muallimler mekteplerde, imamlar camilerde, muhtarlar kahvelerde halkı heyecana getirecek konuşmalarla motive ettiler. Erzurum ahalisi denenmiş vatan sevgileriyle 150 bin kilo erzakı taşımayı seve seve kabul etti. Otuz kiloluk torbalar yaptırıldı. Mektep çocuklarının sırtlarında un torbalarıyla hükümet konağı önünden hareket etmelerindeki fedakârlık ve hamiyet örneği herkesi ağlatmıştı."
Yaklaşık yüz yıl önce Erzurum’daki çocukların yaptıkları bu kahramanlık destanı, 22 Aralık 2009 tarihinde işte bu rölyefle abideleştirilmiş, Sarıkamış Şehitleri’ni Anma Yürüyüşleri için başlangıç noktası olarak belirlenmişti.
-O RÖLYEF ŞİMDİ SESSİZ SADASIZ KALDIRILDI-
Çevre düzensizliğiyle kaderine terk edilen, birkaç ay önce önüne saygısızca indir-bindir durağı konulan 10 metre uzunluğunda, 2,5 metre yüksekliğindeki rölyef artık yok.
Son birkaç yıldır Türkiye’nin dört bir yanından gelen izciler, sırtlarında temsili erzak çantalarıyla 22 Aralık sabahı buradan hareket ederek, Kahraman Çocukların güzergâhını yürüyüp, Allahuekber Dağları’nda kamp yapıyorlardı. Bunu artık yapamayacaklar gibi görünüyor.
Çünkü rölyef, Bölge İdare Mahkemesi’ne şikâyetle açılan bir dava sonucu, mahkeme kararıyla kaldırıldı.
Muhterem bilirkişiler, rölyefin, tarihi tescilli binanın silüetini bozduğunu 5 yıl sonra fark etmişler, mahkeme de Yüce Türk Milleti adına hükmünü kurmuş.
Tarihi davalar karşısında boynu kıldan ince belediye ise sessiz sadasız, kuzu kuzu bu rölyefi kaldırıverdi.
Olsun arkadaş…
8 bin nireee, kalanlarla-dolanlarla 382 bin nire…
En Sibiryasından en kanişine kadar kopeğine tasmasını, zincirini takarak Cumhuriyet’in Caddesi’ni süsleyen bugünkü uşahlarla biz ne yükler taşırııız…
gazetenin sahibini, trajını ve hangi tarihte yayına başladığını da yazarsanız memnun olurum mustafa çetin baydar [email protected]