Amerika'da başkanlık seçimleri Amerika'dan çok bizi ırgaladı, akşam Trump'la yattık, sabah Biden'le uyandık!
Amerika ikiye bölündü, biz de bölündük; onlar heyecanlandı, biz de heyecanlandık!
Bu işte bir yanlışlık yok mu sizce?!
Sanki bağımsız bir ülke değiliz de ABD'nin mandası ya da sömürgesiyiz!
Şu seçilirse bizim için daha iyi, bu seçilirse bizim için daha kötü, diyerek bir telli babaya tel bağlamadığımız, elli anaya el sallamadığımız kaldı!
Neden anlamayız ki!
Kim olursa olsun, emperyalist zihniyetin dili de dini de değişmez.
Haydi emperyalizmin ağa babasını bir yana bırakıp, kendi içimize bakalım ve ucundan da olsa zülfüyâre dokunalım.
Hani olur ya, durduk yere huzursuz olursunuz; huylanmak huyunuz olmasa da aklınız kaşınır, diliniz karışır. Bu işte bir iş var, dersiniz; ama işin içindeki işi çözmek o kadar da kolay değildir.
Mesela, gülüm ülkemde günümüzde din adamları siyasetçi gibi davranıp, onlar gibi konuşurken, siyasetçiler de din adamı gibi fetva vermekteler!
Mesela, dolardan bize ne, diyerek havaya bakıp ıslık çalarken her geçen gün cebimizdeki liranın eridiğini biliriz; biliriz ama ne sesimiz çıkar ne de iki kelam eyleriz!
Mesela, televizyonlarda ahkam kesen basının baba takımı, dün söylediğinin tam tersini ertesi gün gıdaklayarak yumurtlamasına bir anlam veremeyiz!
Mesela, din adamı kisvesindeki bazı muhteremler televizyonlarda, fakirliği överken, kendilerinin lüks içinde yaşamalarını anlamakta zorluk çekeriz!
Mesela, bir lokma, bir hırka diye masal anlatanların, üç villa, beş arabayla bile yetinmediklerini görünce şaşırırız!
Mesela, millete çocuklarını İmam Hatip gibi okullara göndermelerini tavsiye edenlerin, kendi çocuklarını özel okullarda ya da Avrupa'da ve Amerika'da okuttukları kafamızı karıştırır!
Doğruları düşünmek yerine yanlışları kanıksarız ve yanlış olduğunu bile bile yanlışlara alışırız.
Ve sen, emekli, emekçi; işli, işsiz yanlışları doru sanmaya devam et; san ki mutlu olasın!
