Geçtiğimiz hafta 17 Ocak 2014 Cuma günü Erzurum’da önemli bir heyecan vardı. Şehrimizde yüz yıllardır okunan bin bir hatimlerin dua günüydü. Aşağı yukarı 25-26 yıl önce Lala Paşa Camii’nde yaşadığım bu heyecanı bir kez daha yaşamak istedim ve her Cuma günündekinden biraz daha erken olarak Ulu Cami’nin yolunu tuttum. Ancak saat 11’i biraz geçe gittiğim camide iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık vardı. Belli ki cami, sabahın erken saatlerinden itibaren dolmaya başlamıştı. Günler önce camilerde, evlerde, yakın-uzak her yerde okunmaya başlayan hatimlerin, hâtimesine yani sonuna gelinmişti. Şehirde günlerdir devam eden Kur’an okuma heyecanı, o gün dua ile tamamlanacak ve gelecek yılın gelmesi beklenecekti.
Ben içeri girmeye gayret ederken, yer yokluğundan dolayı geri dönenler de vardı. Ama caminin kapısına kadar gitmiştim ve geri dönmeye hiç de niyetim yoktu. Tıklım tıklım olan camide yerleşmiş cemaati rahatsız etmemeye çalışarak ön saflara doğru ilerledim ve nihayet küçük bir boşluk gördüğüm yere iliştim. Vaaz veriliyordu. Bir süre sonra duaya geçildi. Dua öncesi öğrendim ki cami sadece şehir merkezinden, ilçe ve köylerden gelenlerle değil, aynı zamanda çevre illerden gelenlerce de hınca hınç doldurulmuştu.
İl Müftüsünün heyecanlı ve coşkulu duasına camide bulunanlar ve diğer camilerde dinleyenlerce içten gelen âminler denildi. Ellerini semaya kaldıranların yüz ifadelerinde bu mekanda bulunmanın huzuru ve rahatlığı hissediliyordu. İyi ki gitmişim ve iyi ki o ortamda bulunmuşum. Çok mutlu oldum.
Şehrimizde yaklaşık beş asırdır başlamış olan bin bir hatim geleneğinin nasıl başladığını neredeyse her Erzurumlu bilir. Ben de bu maceranın nasıl başladığını Erzurum’da Ramazan isimli 2013 yılında Dergah yayınları arasında çıkan kitabımda anlattım. Beş yüz yıldır okunan ve Pir Ali Baba tarafından şehrimize armağan edilen bu gelenek, dünya durdukça devam edecektir. Hatta bu hayırlı iş, giderek diğer şehirlerimize de yayılmış durumdaymış. Bunu duyunca da çok sevindim. Demek ki Erzurum, geçmişten getirdiği değerleri iyi korursa, yurt çapında gelecek nesillere de aktarabilme özelliğini devam ettiriyor. Hatta duyduğuma göre Yurt dışındaki Türk vatandaşlarımız bile bin bir hatim okumaya başlamışlar.
Bin bir hatim geleneği, başladığından bu yana bir kez inkıtaya uğramış. Birinci Dünya Savaşı yıllarına kadar kesintisiz devam eden bin bir hatim adeti, bu savaş sırasında kesintiye uğramış. Uzun yıllar okunmayan bin bir hatimler, Erzurum Müftüsü Solakzade Müftü Sadık Efendi’nin girişimleriyle yeniden başlatılmış ve halen kesintisiz olarak devam ettirilmektedir. Bu gelenek o derece samimi bir şekilde uygulanıyor ki okunan hatim sayısı bin biri hayli geçmiş durumda.
Müftü Bey’in açıklamasına göre bu yıl 23 bin 400 hatim indirilmiş. Bu yıl yeni bir uygulama daha başlatılmış ki o da 101 tefsir okuma. Yani Kur’an’ı sadece okumak değil, anlamak gerektiğinin de nihayet farkına varılmış. Yüz bir tefsir ve meal diye yola çıkılmış ama o da dört yüz civarına ulaşmış. Bu güzel uygulamayı başlattığından dolayı değerli Erzurum Müftüsü Hasan Çınar’a da buradan teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Çünkü Kur’an, boş boş okunmak için değil, anlamak için gönderilmiştir.
Bin bir hatim, Erzurumlu için önemlidir. Derler ki Erzurum, deprem gibi büyük felaketlerden, bu bin bir hatimin ve Erzurum’da yetişen sayısız Allah dostlarının yüzü suyu hürmetine kurtulmakta, Erzurum’da büyük yıkımlar olmamaktadır. Erzurumlu buna gönülden ve samimiyetle inanmakta ve bin bir hatim geleneğini yine samimiyetle devam ettirmektedir. Bu inancın devam ettirilmesi de önemlidir.
Ne diyelim, Allah Pir Ali Baba’nın kabrini pür nur etsin. Okuyanların ve dinleyenlerin de şevkini arttırsın.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Dost 2014-01-23 23:39:22

Depremden zarar görmememizin sebebini bir bilim adamından bilimsel olarak öğrenmiş olmanın mutluluğunu yaşadım.