Dinleyenin yoksa konuşmak neye yarar! Sevdanı saksıdaki boynu bükük çiçeğe haykırsan, sitemini duvara çarpsan, kendinle gözgüde buluşsan, söylesen söylenecek ne varsa, ne faydası var ki!

Dilin, umarsız yaralara sürülecek derman olsa; yüreğin, darağacından can kurtaracak ferman olsa; sözcüklerini gülşenden, fikrini fikirlerin en fiyakalısından seçsen ne yazar, eğer anlayanın yoksa!

Kendini hapsettiğin odanda, yani yalnızlık yakasında kendini dinleyerek dindiremezsin sen sende kopan fırtınayı. Pencerenden ıslık çalarak geçen gezgin rüzgâra fısıldasan sevgi formülünü , camda süzülen gözyaşlarını silerek teselli etsen dertli bulutları; kardan adam yapsan, hem de mavi kardan adam yaparak eriyene kadar konuşsan ne anlamı var ki!

Belki de konuşmak suçtur, suskunluk iyidir, avuntusuyla konuşma eylemini unutup, yazmak istersin o zaman. Bu öykü olur, şiir olur, anlatı olur; ama hiç bilemezsin, kaçak sayılabilecek fikirlerinle suç mahalli olan beyaz kağıda kendi izlerini bıraktığını!

Siyasette düzmece kayıkçı kavgası yapılırken, memleket toprakları, Katar bize çok şey katar, diyerek satılırken, çıkar peşinde koşmaktan yorulmayanlara yeni yollar açılırken, elindenkendi kendine konuşmaktan başka şey gelmeyenlerin topluma ve ülkeye bir faydası olur mu!?

Mehdi bekleyenlerle aynı topraklarda, aynı havada, aynı yağmurda, aynı güneşte, aynı karda yaşarken, uzun yıllardır toplumda çıbanlaşan dertlere gerçekçi çözüm bulmak nasıl mümkün olabilir ki!

Bu işi bilenler yıllardır, "emperyalistlerden uzak durun, bunların tuzağı yıkıcı olur," derken, buna kulak asmayan toplum, Kıbrıs'ta "yes be annem," diyerek ve kahraman Denktaş'ı satarak, milliyetçilikte ilk firesini vermedi mi yani!

Parası olanların, askere gitmeden teskere almasını, milliyetçi ve eşitlikçi geçinen kaç kişi yüksek sesle eleştirdi acaba!

Ülkemize yerleşen milyonlarca Suriyeliyle, bu ülkeye nereye gider, sorusunu kendimize hiç sorduk mu?

Buna benzer birçok durumu yineleyerek kafa ütülemek istemem; ama şunu isteyerek ve inanarak söylerim ki; gün ayrışma değil, birleşme günüdür. Yurtsever, bayrak aşığı, bağımsızlık sevdalısı, dindar, laik ve hangi partiye oy vermiş olursa olsun, herkes etnik kökeni düşünmeden, salt ülkemizi ve geleceğimizi düşünerek tutuşan iki el gibi, vuran tek yürek gibi olmalı.

Konuşmak iyidir.

Fikrini söylemek güzeldir.

Önemli olan fikrin zikre; zikrin de fikre uymasıdır.

Konuşmak eylemi çok güzeldir. Saçma da olsa konuşmalıyız. İster aşktan, ister çiçekten, böcekten; isterse siyasetten, memleketten!

Kaçık kafamızla, kaçak fikirleri de söylemeliyiz.

Bakın, adamın biri ve ona inanan binlercesi, laikliğin sonunun geldiğini veTürkiye Cumhuriyeti'nde köklü bir rejim değişikliğine gidilmesinin zamanın geldiğini söylüyor.

Olsun!

İnsan fikrini söylemeli.

Söylenmeyen ve dilendirilmeyen düşünceler yer altına iner ve bu daha da tehlikelidir.

İnsan olan sevdasını da söylemeli, sitemini de!

Kadına şiddetten, çocuğa tecavüzden ve kindar olmaktan da kötü değil ya!

Ekonomi mi?

Bu ülkede yaşayanlar, bu ülkenin ekmeğini kimi yağlı, kimi yavan yese de bunları konuşmanın zamanı değil, diye düşünenlerdenim.

Midyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak da var.

Ne güzel demiş Vietnamlı şair. "Pirinç acıdan kıvranır durur havanda . Sonra geçer acısı süt gibi ak olur. Yumruğu yiye yiye adama benzer insanımız. Kan ağlaya ağlaya pak olur..

Anadolu, ana dolduğundan beri zaman zaman kıvranıp durmuştur; ama İstiklal Savaşı'nda kan ağlayarak pak da olmuştur.

Suçsa suç olsun; ama millet olmanın ruhunu kaybetmeden düşünmeliyiz, konuşmalıyız.

Şimdi suya süt karıştırılmış olanı almaktansa, hiç değilse süte su karıştırılmış olanı seçmenin zamanıdır.

Unutmayalım, bir Mustafa Kemal daha gelmez!

Bilmem anlatabildim mi?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.