Büyükşehir Belediyemiz 5 Kasım’da Kerbelâ programına Nihat Hatipoğlu’nu getirince çok şaşırmıştım. Gömleğinden kravatına, mendilinden ayakkabısına oldukça şık ve naif olan Hatipoğlu iyi bir anlatıcıydı. İslâm tarihinden sayfaları dramatize ederek, ilkel dini romantizm edasında anlatır, bilhassa kadın izleyicileri ekranlara bağlardı. Yıllardır televizyonlarda menkıbe anlatıcılığı yapan Hatipoğlu, soyadı gibi iyi bir hatip olan oğlunu da televizyon dünyasına kazandırdı ve baba oğul, ekranların değişmez yüzü oldular. Belki de Nihat Hatipoğlu’nun yüzü eskidiği için televizyonlar genç ve yakışıklı oğlunu keşfettiler, reytinglerin sürmesi için. Baba oğlun program ve paralarla ilişkisi o kadar konuşuldu ki, itibar kaybına da uğradılar kanımca, sosyal medyada Hatipoğulların caps’leri neredeyse rekor kıranlar listesinde. Ne zaman Hatipoğlu gibi hocaları dinlesem bizim rahmetli Hikatçı Behçet Emi’yi anıyorum her seferinde…
 
Hâlbuki biz bütün hüzünlerin anası Kerbelâ’nın bilhassa Caferî kardeşlerimizin merkezinde olduğu bir program bekliyorduk. Yeni Türkiye’nin mimarı Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ak Saray’da yahut Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ilk daveti Alevilere vererek (Muharrem Aşı) ülkemizin meselelerinin çözümüne ivme kazandırmaya çalışırken, belediyelerin, taşranın bu çabayı kenardan izlemeleri, merkezi yönetimin dertleriyle hemhal olmamaları kabul edilemez. Cumhurbaşkanı yahut başbakanın çözmek için gecesini gündüzüne kattığı sıkıntıların çözümüne katkı sunmaktansa reyting kaygısının öncelendiğini hissettiren programlar yapmak, şehrimize ve AK Partili belediyemize yakışmamaktadır. Böylesi reklam kokan hareketler ülkemizin meselelerine kayıtsızlıktır, Cumhurbaşkanımızı ve Başbakanımızı davalarında yalnız bırakmaktır.
 
Ben reyting hocalar ve programlar yerine halkı meseleler karşısında bilinçlendiren, bir kul olarak önceliğimizin ne olması gerektiğini hatırlatan hocaları dinlemek isterdim. Çocukluğum ve gençliğim vaazlarını dinlemekle hayat bulan rahmetli Timurtaş Hoca’yı (Uçar)nereden bulayım ki?
Şimdi artist gibi ligt ligt hocalar… Bas bas paraları hocalara…
 
Erzurum Büyükşehir Belediyemiz Nihat Hatipoğlu’ndan sonra başka bir televizyon yıldızını Mustafa Karataş hocayı, 22 Kasım’da “MUHABBET KAPISI” adlı program için Erzurum’a getiriyor. Nedir bu Allah aşkına! Hoca sektörünü iyi takip ediyor belediyemiz. Hakiki hocalar gittikleri yerden kazanç amaçlı para talep edebilirler mi? Bunun dinde yeri nedir? Mustafa Hoca’ya sormak isterim.
 
Geçen sene ŞEHİRDER olarak ülkemizde ve dünyada tanınan 8 bilim adamı ve entelektüel getirdik Erzurum’a. Yol ve otel masraflarını karşıladık sadece. Hepsi çok memnun oldular. Çünkü hepsi samimi ve kâmil insanlardı. Vakitleri müsaitse gelmek dışında bir düşünceleri yoktu.
 
Gelin “REYTING HOCA” olayının çözümlemesini yapmaya çalışalım biraz:

1-Bu hoca seçimleriyle kamuoyuna "Televizyon yıldızlarını Erzurum'a getirebilme kudretimiz var!" mesajı mı verilmek isteniyor? Böyleyse eğer bu bir komplekstir, kendini ve şehri küçük görmektir.
2-Bu hoca ve program seçimlerinin şehir halkının hakikaten özlemini duyduğu hoca ve programlar olduğuna inanıyor musunuz?
3—Ülkemizin köklü İlahiyat Fakültelerinden biri Erzurum’da. İlahiyat Fakültesi veya müftülük bünyesinde Erzurum'da bu hocalara denk hocalar mı yok?
 
Kadim şehirler televizyon yıldızlarının muhabbet kapısı olmamalıdır. Belki bu anlayış kasabalarda köylerde olabilir. Kültür dairemiz belediyemizin, çalışmalarını en beğendiğim dairelerden biridir; lâkin bu “REYTING HOCA” sevdasına anlam veremiyorum.  Allah bilir, sırada Kanal 7’nin yıldızı Ömer Döngeloğlu Hoca vardır.
 
Dindar nesil yetiştirmenin kestirme yolu bu olsa gerek.
Bas parayı getir hocayı, süsle reklâm panolarını.
 
Amaann, hele benim derdime bakın. Bizimki boşboğazlık, boşveriniz…
Mesele sahibi olmak nereden çıktı şimdi?
Ne dersiniz?
Ben de programa gelip Mustafa Hoca’dan koluma şöyle okkalı bir imza atmasını mı istesem…
Yahut televizyon yıldızlarıyla selfi selfi pozlar…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
zübeyde 2014-11-17 17:09:45

yazar "dini romantizme" i̇lkel diyor. bu da açıkça anlaşılıyor. bir sıkıntı yok. dini romantizm, dinin hakikatlerini değil hikâye kısmını önemsemek ve bir efsane gibi anlamak, anlatmaktır. yazarı tebrik ederim. bu konuları yazacak daha çok kaleme ihtiyacımız var.

Avatar
huseyin 2014-11-17 09:46:29

Yazar bey sanırım sehven ilkel din yazmış. Bunun düzeltilmesi lazım

Avatar
Abdullah 2014-11-16 15:51:41

"ilkel din" de ne demek? islam dini çağlar üstüdür hiç bir zaman ilkel olmamıştır bilakis ilkelliği ortadan kaldırmıştır. bu yazar, belediyenin tutumunu mu eleştiriyor yoksa islamı mı? bu yazının sahibini ve "doğutürk" ü şiddetle kınıyorum...!