İçindeki İsmail neyse onu kurban etmezsen, koyun kessen ne olur”? Diyor; Ali Şeriatı. İçimdeki İsmail nefsimle öyle sarmaş dolaş ki; kurban etsem de İsmail’e kıyamıyorum.

İçimdeki ben terbiye edilecekse, önce arzularıma gem vurmalıyım.

Akıl, eğitimle seviyesini yükseltebilir ancak!

Akıl kullanarak hayatımızı daha konforlu, mutlu, yaşanabilir hale getirebiliriz!

Bayramda gördüğüm bazı aksaklıklar; aklımızı kullanmayı öğrenerek, eğitimimizi yükselterek düzelebilir! Herkes hakkını, duracağı yeri bilmeli ki; herkes de hak ettiği kendi zirvesine ulaşabilsin.

İshal, kusma, halsizlik, gözlerimde kararma (tansiyonum evde 9/4.5 du) şikâyetiyle bir fakülte hastanesinin aciline gittim. Bir acil asistanı, yanında bir stajyer doktor oturuyor. Doktor şikâyetlerimi sordu. Anlattım. Doktor bey ilaç yazdı, “Hemşireye gidin bir iğne yapsın, reçetenizi de alın” dedi. Neyim var doktor bey diye sordum; “İshal, önemli bir şey değil” dedi. Muayene etmeden teşhis?

Ben otuz yıl doktor, hastane, acil çalışmış birisi olarak kendimi tedavi etmeye karar verdim.

Doktor ne yapabilirdi; doktor bey bir tansiyonumu ölçmeliydi, nabzıma bakmalı ve en azından kanda sodyum, potasyum tahlili istemeliydi. Acile gelen her hastaya tansiyon ölçülür diyen acil hastalıkları uzmanlarıdır. Ve bana kaybettiğim mineralleri ve sıvıyı yerine koyabilmek için bir serum takmalıydı diye düşünüyorum.

Oldukça virajlı bir yolda yaklaşık 30 km hızla ilerliyorum. Köyün içinden geçerken hızımı 20 km hıza düşürdüm. Yolun ortasında yabancı bir ülke plakalı iki araç sağlı sollu durmuşlar, yemin ediyorum tam yolun ortasında çoluk çocuk sohbet ediyorlar. Korna ile ikaz ettim, 10 km hıza düştüm, ayağım frende! Aradan geçmek zorunda kaldım. İki kadın bana hakaretle bağırdılar, biraz yavaş, adam gibi git diye; şaşırdım! Çok dar bir yol ve durma hızında ikaz ediyorum ama onlar yolu boşaltacakları yerde bana bağırıyorlar; hayret. Yaşadıkları yabancı ülkede bunu yapabilirler mi; elbette hayır!

Haydi, iki bardak çay içelim diye bir ağacın altına oturmaya kalktık; tam hazırlık yapıyoruz bir berbat koku! Bir baktım etrafa gelişigüzel atılmış çöp poşetleri! Burada olmaz dedim, on dakika sonra bir belediye tarafından yapılan gayet güzel, çam ağaçlarının altına yapılan kamelyaları gördüm, oturalım dedim; Allah ne göreyim bir ablamız çocuğunun altını değişmiş bezlerini hatıra babından ahşap masanın altına saklamış. Beş metre ileri gittik koku gelmez diye orada da gelişigüzel kadın bağı!

Hayırsever bir vatandaşımız on kişinin namaz kılabileceği bir mescit yaptırmış. Yanına iki ayrı tuvalet ve ön ve arkadan akan iki musluklu bir çeşme koymuş. Allah hayrını kabul etsin, belki de gelip çevresine atılan çöpleri görse; yemin ederim ki yaptığına pişmen olur!

Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler içinde Akdeniz’i en çok atıklarla kirleten ülke bizmişiz; biliyor musunuz?

90 km hızla ilerliyorum. Kamyonetle hakkım 110 km hız yapmama izin veriyor. Asla kullanmıyorum. Hem kendimi hem karşıdan gelenleri, hem beni sollayacakları riske etmemek için! Hem kendimi, hem karşıdan gelenleri, hem beni sollayacakları sevdiğim için; hem çok saygı duyduğum için diyorum ki; geç olsun, güç olmasın, kazasız, belasız. Adam desem üzülürüm; birisi bir makas, bir sol çekiyor, inanılmaz.

Hayatında tavuk kesmemiş insanların sığır kesmeye çalışmalarını, soğan doğramasını bilmeyen insanların balta, satır kullanmasını anlarsanız bana da anlatın; olur mu?

Aslında bugünkü yazımda “su” israfını yazacaktım. Yakın çevremden başlayarak insanlara “su” hayattır, bitti mi, dibi geldi mi hayat bitmiş demektir gibisinden bir şeyler yazacaktım. Yaşadığı yeri kendisi ve kendisinden sonra gelecekler için bile temiz tutmak istemeyenlere “su” nasıl anlatılır; bilemedim!

Ama içimde bir umut var ki düzeleceğiz, her taraf tertemiz olacak, çevremizi, kendimizi temiz tutacağız, risksiz yaşamaya çalışacağız, kimseye zarar vermeyeceğiz diye; işte o umudum hiç bitmiyor!

Bir umut işte!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.