Siz hiç ekmek bıçağıyla kollarınızı kestiniz mi?
Peki, sizin eviniz yıkıldı mı hiç?
Şehrinizde kadınlar evleri yıkılmasın diye bileklerini ekmek bıçağıyla keserken, kentsel dönüşümün evrensel faydaları üzerine iç kanatıcı nutuklar attınız mı?
Atmadıysanız da.... Tutmadıysanız da suçunuz azalmaz!
 
Çünkü siz, o bileklerini kesen kadını yıllarca köhne bir gecekondu da yaşamaya mahkum eden çokbilmişlerden birisisiniz.
 
Bileklerini kestiği bıçağı kadının elime tutuşturmadığınızı söyleyerek kurtaramazsınız kendinizi...
Çünkü siz, bileklerini kesen o kadının berbat bir dam altında yıllarca yaşamasına göz yuman umursamazlardan birisiniz.
 
Biliyorum Belediye Başkanı değilsiniz....
Ama ekmek bıçağıyla bileklerini kesen kadını, önce önünden bile geçmeye dayanamayacağınız gecekonduda yaşamak zorunda bırakan, sonrada onu da başına yıkan anlayışı siz güçlendirdiniz...
Oylarınızla.... Unuttunuz mu yoksa?
Üstelik hem o ekmek bıçağıyla bileklerini kesen kadını o gecekonduya mahkum eden Başkan'ı seçtiniz... Hem de kadıncağızın sığınağını yıkan Başkan'ı siz seçtiniz!
 
Boşuna kafanızı bilmiş bilmiş sallamayın...
Benim savunduğum fukaranın başına yıktığınız gecekondusu değil...
O kadının, size boyun eğmek zorunda bırakmaya hakkınız olmayan onuru!
 
Bu ülkenin iki sınıf vatandaşı var diyorsanız o başka!
Zengin ve onurlu olanlar... Fakir ve önemsiz olanlar...
Eşit vatandaşlıktan anladığınız, birilerinin bileklerinden akan kanın asil diğerlerinin kanları sebil ise; huzur içinde yıkmaya devam edebilirsiniz gecekondularını, damarlarındaki kandan gayri kendisini savunacak birşeyleri olmayanların başına!
 
Şimdi siz, kentsel dönüşüm, modern şehircilik, sağlıklı toplum üzerine ahkam kesebilirsiniz...
Üstelik ağzınızı doldura doldura, kanunlarınızın nasıl da sizin arkanızda olduğunu ballandıra ballandıra anlatabilirsiniz...
Kusura bakmayın sayın Başkanlar ve onların adamları; bütün bu anlattıklarınız başına damını yıkmak için ne gerekirse eksik etmediniz o kadının bir damla kanı karşısında yalan olur gider...
 
Size, iyi nutuklar atan hepinize ve o nutukları sevip ekmek bıçağını damarına dayayan kadına aldırmadan, size destek veren herkese değdi mi diye sorarlar bir gün!
 
Değdi mi yıllarca önünden bile geçmeye tahammül edemediğiniz gecekonduda yaşamaya mahkum ettiğiniz kız kardeşinizin evini başına, damarlarından çaresizlik fışkırırken yıkmaya!
 
Hem o elleriyle yüreklerinizi kana bulayan kadını oraya yerleştiren siz değil miydiniz?
Onu fakirleştirip, çaresizleştirip oraya sığındıran başka bir miydi yoksa?
Sizdiniz hatırlasanıza!
 
Şimdi de daha fazla mutsuz olmasın diye evini başına yıkan siz olduğunuz gibi...
 
Biliyorum bir konuşmaya başlasanız, o kadına ne ihsanlarda bulunduğunuzu anlatacaksınız ya... Siz susun en iyisi kanamalı hastaların yanında fazla konuşulmaz...
 
Yüreği kanamalı hastaların yanında ise hiç konuşulmaz!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.