Sayın Başkan;
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda iki yılı geride bırakmak üzeresiniz.
***
Zaman ne de çabuk geçiyor.
***
Eminim siz de öyle düşünüyorsunuzdur.
Insan yaşlandıkça, bu gerçeği çok daha iyi anlıyor.
***
Ama yapacak bişey yok!
***
Ömür sermayemiz hızla eriyor, sayılı nefeslerimiz birer birer tükeniyor.
Ölüm Meleği, bir gün gelecek bizim de kapımızı çalacak.
***
Allah o günümüzde yardımcımız olsun.
***
Sayın Başkan;
Sanırım önümüzdeki günlerde bir basın toplantısı düzenleyip, iki yılda yaptıklarınızı bizlere, dolayısıyla kamuoyuna anlatacaksınızdır.
***
Neler yaptınız?
Erzurum'u nereden alıp, nereye taşıdı, ya da hangi kalıcı hizmetleri gerçekleştirdiniz?
***
Doğrusu herkes gibi, bunları ben de merak etmekteyim.
***
İster kabul edin, ister etmeyin!
***
Erzurum, beyin ve sermaye göçü girdabında debelenip, duruyor.
Şehir olarak gücümüzü giderek kaybediyoruz.
Kuvveti maneviyemiz ha tükendi, ha tükenecek!
***
Reyhani gibi, "gidirem" diyenlerin ve arkasına bakmadan kaçanların sayısı hızla çoğalıyor.
Köyler, ilçeler boşalıyor, bölgede şehirler bile cazibelerini birer birer kaybediyor.
***
Cazibesini yitiren şehirlerin başında da bence Erzurum geliyor.
***
Gidenlere ya da gitmeyi düşünenlere, "Durun, gitmeyin! Girdiğiniz o sokak, çıkmaz sokak" deme şansımız yok, desek de fayda etmeyeceği ortada.
***
Ancak bu gerçekler karşısında çaresizleri oynayıp, eli, kolu bağlı durmak da doğru değil.
***
Mutlaka bişeyler yapmak gerekiyor.
***
Erzurum güzel bir şehir, farklı bir yer.
***
Ama gelin görün ki, biz bu farkımızı ve farklılığımızı ortaya koyamadığımız gibi, avantajlarını da yeterince değerlendiremiyoruz.
***
Oysa burası, bölgenin merkezi, ülkenin şehir olma kültürüne sahip, çevresi ateş çemberiyle sarılı olsa da sakin, sessiz ve rahat bir kenti.
***
Bu açıdan baktığınızda, Erzurum için "huzur kenti, huzurun kenti" yakıştırması yapmak, hiç de abartı olmaz.
***
İnsanımız, her türlü olumsuzluğa ragmen, "haine geçit vermeyen" duruşuyla güven veriyor.
***
Çok sayıda tarihi eseri, serin havası, akarsuları, şelalesi, dağları, ovaları ve görülmeye değer zenginlikleri ile Erzurum, gerçekten önemli bir yer.
***
Biz, bu özelliklerimizi dünya insanlarına anlatmalı, farkımızı bir şekliyle koymalıyız orta yere.
***
Bunun için de fikirler üretmek, düşünmek, çabalamak gerekiyor.
***
Adımlarımızı şimdiden, hem de kararlı biçimde atmalıyız.
Sonuçta nasıl başlarsak, biliyoruz ki, öyle devam eder.
***
Seneye EYOWF gibi ciddi bir etkinliğe evsahipliği yapacağız.
Avrupa'nın çoğu ülkesinden genç sporcular Erzurum'a akın edecek.
***
Bu etkinlikler bizi yaratıcı tasarımlar yapmaya ve fark yaratmaya itmeli.
Vizyon önemli.
Hepimiz Erzurum'u marka şehir yapmak için, el ele vererek çalışmalıyız.
***
Gelişmiş şehirlerle aradaki açığı kapatmanın, ya da eski parlak günleri yakalamanın başka yolu yok.
***
İç turizmden pay kapma adına belki bir kampanya da başlatabiliriz.
***
Yüksek sesle düşünürsek mesela, "Bu bahar ve her bahar Erzurum'dayız" fikrini ortaya atabilir miyiz?
***
Sloganımız da, "Tereyağı, süt, bal, peynir, yumurta ve köy ketesi. Hele bir de havası! Ucuz ve kaliteli hizmetiyle Erzurum, görülmeye, yaşanmaya değer bir yer" olabilir.
***
Ve bir şey daha yapalım derim!
Buralarda yaşamaya inat etmiş insanımıza arka çıkıp, destek verip, sahip olduğumuzu gösterelim kendilerine.
İnatla ve ısrarla hem de.
Hiç olmazsa bunu yapalım.
***
Çünkü hem Erzurum ve hem de Erzurum'un vefalı insanı, desteğin, övgünün ve iltifatın her türlüsünü fazlasıyla hakediyor.
Siz bu gerçeği mutlaka biliyorsunuz, ben de hatırlatayım istedim efendim!
 
KENAN UNGAN'A YAZIK EDİLDİ
 
Vakıflar Bölge Müdürü Kenan Ungan, "yeni bir göreve atanmak" için kızağa çekildi ve böylesi çalışkan, böylesi koşan, koşuşturan, devletin tek kuruşuna zarar gelmesin diye kendisini paralayan bir güzel insana yazık edildi.
***
Ne diyeyim, mübarek(!) olsun.
***
Haberi duyduğumda üzüldüm.
***
Kenan Ungan'ı tanıyan ve çalışmalarını yakından takip eden birisi olarak derim ki, Erzurum ve bölgedeki diğer iller kaybetti.
***
Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kenan Ungan'dan önce ya sürgün yeriydi, ya da yaşlı bürokratların, "kıyak emekli" olacakları bir lütuf makamıydı.
***
Kenan Ungan, kaç yıl bölge müdürü olarak görev yaptı, bunu hatırlamıyorum. Ama görevde bulunduğu sürede çok şeyler ürettiğini söyleyebilirim.
***
Mesela, Cumhuriyet Caddesi üzerindeki avm binası ondan önce projelendirilmişti, ama o, bir inşaat kontrolörü gibi çalışarak işi bitirdi.
Çifte Minareli Medrese ki, çok önemli bir restorasyon projesiydi, Kenan Ungan o projeyi hayata geçirdi.
Erzurum'da 20'ye yakın cami restorasyonunu o tamamladı. En son Narmanlı Cami'yi tamamlayarak yeniden ibadete açtı.
Ömrü vefa etseydi, sırada digger tarihi camilerin restorasyonu vardı.
Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün personel ve uzman eksikliğini hissettirmeden her işe koştu. Kimi yerde işçi, kimi yerde memur, kimi yerde uzman gibi çalıştı.
Ne kadar vakıf malı varsa, hepsini iyi-kötü gün ışığına çıkardı.
Erzincan'da, Kars'ta ve diğer bölge illerinde çok sayıda vakıf eserini restore ettirdi.
***
Dürüst birisiydi Kenan Ungan.
Kimse, çıkarı için şöyle yanlış yaptı, birilerine böyle imtiyaz tanıdı diyemez.
***
Böylesine çalışkan, böylesine dürüst bir bürokrat niye görevden alınır?
Bunun çok haklı bir nedeni olmalı!
***
Birileri Kenan Ungan'a "cemaatçi" yaftası yapıştırmak isteyebilir.
Ama o yafta çok da inandırıcı olmaz gibime geliyor.
Bence başka bir sebep olmalı, ama ne?
***
Acaba sayın vekiller bu konuda bişeyler söyleyebilirler mi?
Insan sonuçta merak ediyor. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.