Başbakan meydanı doldurabildi mi, dolduramadı mı?
Emin olun siyasi mahfillerin ana konusu epeyce zaman bundan ibaret olacaktır.
Yanlış anlaşılmasın kahvehanedeki seçmen bunu konuşacak da, üniversitedeki başka derin analizlerle meşgul olacak sanıyorsanız aldanırsınız.
Hepsi neredeyse ahenkli bir koro gibi aynı şeyi söyleyecekler.
Hatta bu uğurda kalpler kırılacak…
Sinkaflı sözler alıp başını gidecek.
Netice… sonu olmayan bir rabarba!
AK Partili seçmen bile işin aslını kaybederek bu tartışmanın çarkları arasında sesini yükselte alçalta sözünü kaybedip muhalefetle aynı şarkının nakaratlarını söylemeye devam edecektir.
Farkı elbette şu olacak; bir taraf bomboş meydan derken diğerleri Erzurum Başbakan’ını bağrına bastı diyerek onları bastırmaya çalışacak.
Ne hazindir ki, kimse gelenin heybesindekileri hatırlamayacaktır bile.
Örneğin DAP eylem planı en az konuşulan şey olacak, Başbakan’ın ardından.
Hadi canım sen de diyorsanız, bunca sözün arasından konuşmanın manşetlere çıkan, akıllarda kalan bölümüne bakabilirsiniz.
Başbakan’ın, Kılıçdaroğlu’nun nice zaman önce Erzurum’da söylediği şeylere verdiği cevap!
Yalan mı?
Başbakan’ın Erzurum’da çok anlamlı olacağı muhakkak olmasına rağmen, derin olmasa da devletin görüşünü yansıtan Ermeni meselesine dair sözlerini satır araları dışında hangi büyük puntolarla konuşulur, hangi kahvehanelerde tartışılır bulduk.
Olmadı ve olmayacaktır.
Zira Türkiye’de seçim sathı maili denilince mevzular nettir ve uzun süre de değişmeden kalacağına şüphe buyurmayınız.
Kalabalık Meselesi
Ara başlığı gördünüz kalabalık meselesi. Sadede gel diyenler zahmet buyurmayıp buradan başlayabilsinler diye büyük harflerle yazdım.
Zira bunca sözün bile esası teşkil etmediğinin farkındayım.
Futbol karşılaşmasında olduğu gibi seçmen de taraftar gibi gol sesine kilitlemiş kulaklarını.
Ne hazin manzara filan diyerek çok bilmiş ayaklarına yatacak değilim.
Biz de böyle! İşinize gelirse.
Başbakan’ın topladığı kalabalığı Tayyip Erdoğan için toplanan kalabalıkla karşılaştırıp görece bir azalmadan bahsedenler olacaktır.
Başka partililer diyeceklerdir ki, İstasyon Meydanı AK Parti adına Tayyip Erdoğan konuşmaya geldiğinde daha kalabalık ve coşkulu oluyordu.
Doğrudur ya da kayda değer bir eksik olmadığını söyleyenlere de saygı duymak gerekir.
Lakin muhalefetin böyle bir kıyaslamayla özrü kabahatinden büyük denilecek bir hâle düştüğünü görememesi değil midir asıl hicranlı olan mesele?
Br önceki seçim döneminde kendi liderleriyle AK Parti’nin liderini kıyaslamıyorlar zira açık bir gerçek var ki, mevcut siyasi partilerin başında artık liderler değil genel başkanlar bulunuyor.
Son lider kim ne derse desin Recep Tayyip Erdoğan’dı o da artık Cumhurbaşkanı olduğu için bir siyasi hareketin başında sayılamaz.
Kim bu konuda ne düşünürse düşünsün resmi tablo böyledir.
Üstelik meydanın coşkusu bir çağlayan gürültüsü oluşturarak siyaseti ısıtsa, hızlandırsa bile esas kararı veren her zaman sessiz çoğunluk olmuştur. Bu seçimde de durumun değişeceğini düşünmemize gerektirecek bir şey yoktur.
Bu nedenle meydandan yola çıkarak milletvekili sayısı tahminleri iddiacıları epeyce yanıltır benden uyarması.
