Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın görevi devretmesinden sonra Erzurum’un Bakansız kaldığını sananlar yanılıyor. Birileri sizi sadece bakanın kabinede olacağına inandırmış olmalı. Bilenler bilmeyenlere söylesin. ”Kabine” de olduğu kadar bir de ”piyasada bakan” olur. Hem de bal gibi olur!
Kabul edin etmeyin. Muhyettin Aksak bakan olmasa da Erzurum’da Bakan muamelesi yapılan bir isimdir. O’nun kırmızı plakalı makam otosu, etrafında danışmanları ve korumaları olmadı ama hep bir bakan forsu vardı, o forsu bundan sonra da kuvvetlice esecek. O yüzden bu yeni dönemde bundan sonra Muhyettin Aksak’ın kendisini Bakan gibi göstereceğine ve bunun karşılığında muhataplarınca Bakan gibi karşılık bulacağına da inanıyorum. Bakın buraya yazıyorum. Bu böyle o-la-cak!
Bunları niye düşünüyorum.
Herşeyden önce gerek teşkilat ve gerekse belediye başkanları üzerindeki etkisi fazla. İl ve ilçe kongrelerini yakından takip etmeyenler bunu bilemeyebilir. Yakınında uzun süre bulunmuşluğun ve daha yakından tanıma imkanı yakalamışlığın etkisiyle bunu söyleyebiliyorum. Onca mebusa rağmen kendisini pazarlama taktiğinde büyük bir usta.Çünkü o bir şeyi yapmaz hissettirir! Göstermez, göstettirir! Yapmaz, yaptıttırır! ” Bir işi yapsa yapsa Muhyettin Aksak yapar” propoğandasının kendiliğinden geliştiğini sanmayın sakın. Aksi halde saflığınızla kalakalırsınız. Aynı ustalığı Yakutiye Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde de diğer kendisine emsal belediye başkanları karşısında göstermişti. O dönemin aynı partiden Yenişehir Belediye Başkanı olan Sıddık Polat’ın, ” Muhittin (Muhyettin Aksak için hep Muhittin derdi) bizim için Büyükşehir Başkanı gibidir. Biz Ankara’ya bile önümüze onu alır, öyle gideriz. Ne yapalım gardaş, o bu işleri ey beceriyor” dediğini dün gibi hatırlıyorum. DYP’li İsmail Köse gibi teşkilatçı yapısından dolayı etkileme ve çekim alanı geniş olan Aksak, bu özelliklerini bu yeni dönemde etkili bir biçimde kullanacağından hiç de kuşkum yok. Belki de Bakanın aradan çekilmesiyle eli daha da güçlendi. Bakanının görevi bırakmasına en çok onun sevindiğini iddia etmem, elbette ki şık, doğru, etik olmaz. Ama bu duruma, Aksak’ın üzüldüğünü ve karalar bağladığını da görsem inanmam, kimse de inandıramaz. Aksine, üzerinde çeşitli spekülasyonlarının da yapıldığı isim olan Aksak‘ın, Büyükşehir Belediye Başkanı olma hayali sebebiyle de oyunu kuralına göre oynaması ve adaylık için Ankara’ya daha net ve etkili mesajlar vereceğini söylemek de fazla hayalcilik olmaz. Bakan edasıyla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na giden yolda, yeni dönemde bu projelerini daha rahat tatbike geçireceğine inancım da fazla. Kuşkusuz bu konuda karşısına ancak iki kişinin çıkabileceği de ihtimal dahilinde. Benimki bir tahmin. Onu bu konuda engelleyeceklerden birinci ismin Ahmet Küçükler olacağını sanıyorum. İkincisi ise kim olabilir, sıkı durun, açıklıyorum: İl Başkanı Murat Kılıç! Bugün Muhyettin Aksak ile adeta ‘kanka’ olan Kılıç’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na heveslendiği bir ‘sır’ olmadığı için, nasıl, ne zaman ve ne şekilde rakip olacağını ise doğrusu ben de merak etmiyor değilim.
Şimdi benim dahi durup duruken böyle bir yazı yazmış olmam bile Aksak gerçeğini gözler önüne koymuyor mu? Onca konu dururken oturup bir sahife dolusu yazı yazmış olmam dahi bu şehirde artık Muhyettin Aksak rüzgarlarının yoğun şekilde estiğini ve eseceğini göstermiyor da, ya ne!!
Bu arada, Bakanın Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yine aday olacağı da yazılıp, çiziliyor. Doğrusu bunlara inanmakta zorluk çekiyorum. Ticarete atılacağını söyleyen ve aday olmayacağını açıklayan bir ismin hem de bakanlık yapan bir ismin bu tür haberlerle anılmasına herhalde seçime kadar alışacağız demektir.
doğru diyosun vedat,yapmaz yaptırır,reklamın iyisi kötüsü olmaz,yapmasada yaptı gibi görünür.fakat belediye başk.olurmu?orası bende soru işareti,inanaın kendisi çok istiyor,fakat beğenmesekte ahmet küçüklerin şansı daha fazla,bi hakkın teslimi için sın 2 yılda yapılanlara bakınca vicdanen bişeyler söylemek lazım diye düşünüyorum