Koskoca Atatürk Üniversite'inin bu yılki açılışına bırak Cumhurbaşkanı'nı, bırak Başbakan'ı, bırak bir Bakan'ı, bırak Milletvekillerinden birini, bırak Vali'yi, bırak Büyükşehir Belediye Başkanını, ilçe belediye başkanlarından birinin daha katılmaması nasıl dikkat çekmiyorsa, önünde ısrarla 'Büyükşehir' ifadesi konulan şehrimde berberlerin bile dükkanların önlerine duba koyuyor olmaları hiç dikkat çekmez elbette!
'Yine farkettiniz mi bilmiyorum' diye bir cümle ile bir yazıya başlamak istiyorum bugün de.
Farkettiniz mi bilmiyorum, Erzurum'da son zamanlarda hava kirliliğine yeni bir kirlilik daha eklendi, 'duba kirliliği'!
Hemen hemen her işyerinin önünde irili ufaklı sayısız dubalar bulunduruluyor.
Belki düşünce ve de ifade özgürlüğü konsuunda sorunlar yaşıyoruz ama 'duba kullanımında acaip özgür bir şehir' Erzurum!
Düşünebiliyor musunuz, 8 metrekarelik berber bile dükkanının önüne duba koymuş.
Kendisinden veya müşterisinden başka kişi aracını parketmesin diye!
Dükkanının önünü alabildiğine cömertce kullanan işyeri sahipleri, dubaları koymak suretiyle kendine de bir hak sağlamış durumda.
Hak görüyor olmalı kuşkusuz bunu!
Sadece berber değil elbette, benim fotoğrafını çektiğim bir berberdi ama tavuk dönercisinden tesbih imalatçısına, kahvehanecisinden, en küçük butik sahibine kadar çoğu kişi, işyerinin önünü irili ufaklı duba ile doldurmuş.
Şehiri biraz dolaş görmen mümkün!
Kuşkusuz gelişigüzel araç parkının önüne geçmek için Büyükşehir Belediyesi'nin Yakutiye Belediyesi önünde uygulamaya koyduğu o görüntü kirliliğine sebebiyet veren dubalar etkili oldu bunda!
'İstanbul görmüş Sekmen'li bir Belediye bunu yaparsa elbette ki sade esnaf durur mu?
Dubanın iyi bir şey olduğunu sandılar sanırım!
Onlar da bir şekilde dubaları hem işyerlerinin hem de gündemin başına koydular.
İşyerinin önünde duba bulundurma yönetmeliği var mı, elbette o kadar bilgi yetersizliği içindeyiz ama görünen o ki Erzurum evliayalar, enbiyalar şehridir.
Bir zamanlar da tabelalarında baba bulunduran özellikle lokanta furyası vardı şehirde.
Canbaba, Hacıbaba, Nurbaba, Hasbaba, Asbaba, Somuncubaba, Yıldızbaba filan.
Şimdi o babalar devri bitti, dubalar devrine geçildi.
Ben bu konuda diyeceğimi dedim.
Bakalım bu konuda yanımda kaç kişi olacak?
Sayılar 10'u filan geçmez ise, dikkatini çektiğim bu konuda yanımda olan insanlarımızı buradan açıklamayı düşünüyorum.
 
NOT: Benim de zaman zaman görüştüğüm ve konuştuğum Erzurum'un tanınmış simalarından Muzaffer Özkorucuklu'nın vefat ettiğini duydum. Bir süredir amansız hastalıkla mücadele ediyordu. O da sonunda bu hastalığa yenik düştü. Erzurum'un fıkraları ile de ünlü, şen-şakrak yiğitlerinden piyanist-şantör, müzik adamı Muzaffer'e Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum..
---
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Abdurrahman Zeynal 2014-10-21 19:49:39

Vedat bey isabetli bir yazıdan dolayı teşekkürler. dubamı diyelim, babamı diyelim veya dükkan önüne konulan sağlığımızı tehdit eden ürünler mi diyelim? ha birde kaldırımlar ile medeniyetler ters orantılıdır. kaldırım yükseliyorsa , medeniyet geriye gider.