Atatürk Üniversitesi'nde rektörlük seçimleri yaklaştıkça, "dedikodu kazanları" da fokurdamaya çoktan başladı bile.
***
Koca üniversiteden gün geçmiyor bir olumsuz haber gelmesin.
***
Insan, böylesi "bed" haberleri, biri birinden "beter" dedikoduları duydukça, üzülmeden alamıyor kendini.
***
Atatürk Üniversitesi dediğiniz yer, Erzurum'un yarınlara umutla bakmasına sebebiyet veren, şehir olarak geleceğimizin teminatı gibi gördüğümüz koca bir eğitim yuvası.
***
Üstelik adını Atatürk'ten, Gazi Paşa'dan alan bir yuva ve hem de Erzurum ismiyle özdeşleşen muazzam, ya da öyle olması gereken bir kurum!
***
Erzurumlu Dadaş'tır, mert'tir, dürüst'tür, açıksözlü'dür, hain değildir, devletine, milletine kin gütmez, düşmanlık etmez, arkadan vurmaz, çelme takmaz!
***
Yaratan'dan ötürü yaratılanı seven, insan merkezli bir anlayışın yoğun yaşandığı ülkemizin sembol şehridir Erzurum.
***
Bir kitabımın başlığında kullanmıştım bu sözleri:
Kar şehri, bar şehri, yar şehri'dir Erzurum.
***
Böyle bilir, övünerek, gurur duyarak böyle anlatırım memleketimi ben.
***
Şimdi; bizim memleketin özellikleri ve güzellikleri böyleyken, Erzurum Atatürk Üniversitesi ve bu üniversitenin rektörü, rektör yardımcıları, hocaları, çalışanları niye bu güzelliklere inat hareket etsin?
***
Olabilir mi böyle şey?
***
Bence olmaması gerekir.
***
Zira, hedefine Allah inancını, kutsiyeti, doğruluğu, dürüstlüğü, insan hakkını, memleket sevdasını koymuş hiç bir insanın yanlış yapma lüksü yoktur, olamaz da.
***
Dolayısıyla, Atatürk Üniversitesi'nden son zamanlarda yükselen farklı ve de "zan" kokan seslere böyle bakmaya ve böyle inandırmaya çalışıyorum kendimi.
***
Dedikodu olsun istiyorum kulaklara fısıldanan her söz.
***
İltimas, adam kayırıcılık gibi ilkel davranış biçimleri ve yolsuzluk haberleri iddiadan öteye geçmesin, "yalan ve iftira" olsun,
***
Temennim budur benim.
***
Ama sadece benim istemem, dilemem ve temenni etmemle olmuyor.
***
Bir açıklama bekliyor Erzurum kamuoyu.
***
Atatürk Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Hikmet Koçak başta olmak üzere, adı speküle edilen ne kadar insan varsa...
Onların da çıkıp açık yüreklilikle iddialara karşı bir çift söz söylemeleri gerekmez mi?
***
Mesela "ayrıcalıklı" gibi görülen 106 profesör!..
***
Kim bunlar ve bu hocalara şirketleşip, üniversitenin bazı imkanlarından rant elde etme fikrini kim vermiş, o imkanı kim ya da hangi yönetim sağlamıştır?
***
Örneğin Ata Konağı'nın bulunduğu yerdeki Ata Döner'in işletme hakkı, "profesörler şirketi"ne niye ve nasıl bir yol izlenerek verilmiştir?
***
Atatürk Üniversitesi'nde profesör olmak bir ayrıcalık mıdır?
***
Bu ayrıcalık neden sadece 106 profesöre tanınmış da öteki profesörlere, doçentlere, yardımcı doçent ve diğer akademisyenlere tanınmamıştır?
***
Geçtiğimiz günlerde "profesörler şirketi"nin işletmeciliğini üstlendiği Ata Döner'in, bizzat Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak'ın özel talimatıyla bir şirkete 850 bin lira karşılığında "alın, kazanın" denilerek devredildiği haberleri doğru mudur?
***
Şirket ortağı bazı profesörlerin, bu özelleştirme kararından haberinin olmadığı söylenmektedir.
Karara itiraz eden 30'u aşkın hoca, nasıl ikna edilmiştir?
***
Profesör ortakların her birine, hisselerine karşılık 2 bin 500 lira para ödendiği, geri kalan yaklaşık 600 bin liraya da "şirketin borcu var" denilerek el konulduğu iddiası ne kadar doğrudur?
***
Bu iddialar cevap bulur mu, bilemem.
***
Bu iddiaların yanında şu soruları sormayı da mesleğimin gereği sayarım:
***
Atatürk Üniversitesi bir şirket midir, yoksa bir eğitim kurumu mu?
Eğer şirketse, sermayesi ve mal varlığı ne kadardır?
Profesör Hikmet Kocak, CEO mudur, Rektör mü?
Şirkette atamalar hangi ölçüler dikkate alınarak yapılmaktadır?
Liyakat esas mıdır, yoksa bir cemaate mensubiyet liyakatten de önemli midir?
Bu şirketin önümüzdeki günlerde özelleştirmeyi düşündüğü daha ne kadar gayrimenkulü ve makamı vardır?
***
Bunlar, kamu adına yönelttiğim sorular...
Öyle zannediyorum ki, sorularım, tıpkı önceden yönelttiğim sorular gibi, karşılık bulamayacak ve havada asılı kalacak!
***
Olsun!
Ben yine de sormuş olayım.
Bugün Ata Döner...
Ama yarın?
Keser döner, sap döner!
***
Belli mi olur?
Düşmez, kalkmaz Bir Allah!
