Köseömerağa Camisi’nin İmamı rahmetlik Müştak Hoca; “Yarabbi, ben hiç isyan, bühtan eder miydim, hiç günah işler miydim; şu şeytan ve nefsim olmasaydı. Şeytan ve nefsim birleşerek bana günah işletiyorlar” derdi.
Evliya büyüklerinden bir zat ise; “Ahreti ciddiye almayanların akıbetleri iyi olmaz” buyuruyor!
Ahreti ciddiye almak!
İnancımıza göre sonsuza kadar kalacağımız ebedi bir hayat!
Allah Resulü; “Ateşe dayanabileceğiniz kadar günah işleyin” buyuruyor!
Bütün mesele!
Ahreti ciddiye aldın mı; nefis ve şeytan aciz kalır!
Günaha meyil; ahreti ciddiye almamakla olur.
Hz. Peygamber; “Her günah kalpte bir kara leke bırakır ve sürekli günah işleyenlerin kalpleri simsiyah olur; buyuruyor!
Hepimiz öleceğimiz konusunda şüphe duymayız; ancak ölümü kendimize çok uzak gördüğümüz için daha cesurca günah işleyebiliriz.
Tanıdığım yaşı yetmişe dayanmış, emekli, sağlığı çok iyi olmayan bir ağabeyimize hacca gidip gitmediğini, sordum; “Taşıyamam diye korkuyorum, daha sonra mutlaka gideceğim, daha erken” dedi!
Yetmişinde taşıyamamak!
Kendisinin ahret sorumluluğunu ya yedisinde üzerine alanlar!
Hz. Ömer, Camiye koşarak giden bir çocuğa; “Daha vakte çok var, acelen nedir?” diye sorunca Çocuk; “Ya Ömer, dün benden daha küçük birisi öldü” diye cevap verir!
“Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışmak” konusunda Hadis-i Şerif’e uyarız da, “Yarın ölecekmiş gibi ahrete hazırlanmak” konusunda bir şey yapmayız.
Hangi ölen insanın cebinden yarınla ilgili iş listeleri çıkmamıştır! Hangi ölen kardeşimiz dünyada bütün işlerini tamamlamıştır!
Kim artık “benim dünyada işim tamam, rahatlıkla ölebilirim” der ki?
Şeytana uyduğumuz ve şeytanın bize unutturduğu en büyük konu tövbeyi geciktirip, hayırlı iş işlemeyi ileriki tarihlere ertelememizdir.
Bazı günahları alışkanlık haline getirip; artık o günahları günahtan saymama gafleti toplumumuzda oldukça yaygın olduğu konusunda şüphe duymuyorum!
Bunu hepimiz de sıklıkla yapıyoruz!
İçkiyi, kumarı, zinayı terk edip, tövbe ettim artık temizlendim diyenler ya da bu günahlara devam edenleri kınayanlar; hayatımda büyük günahları hiç işlemedim diyenler de dâhil olmak üzere çok dikkat etmemiz gereken günahlar; şirk (gizli- aşikâr), yalan söylemek, iftira etmek, su-izanda bulunmak, gıybet etmek, haram lokma yemek, küfürlü konuşmaktır. Asıl tehlikeli günahları hayatımızdan nasıl çıkarabiliriz; bunu düşünmeliyiz.
Küfürlü konuşanların ağız kokularından ahrette cehennem ehli bile şikayetçi olacaktır.
Gıybete, yalana, iftiraya, su-i zanna devam edenler, içkiye, kumara, zinaya devam edenden kendilerini daha günahsız ve masum görmemelidir!
Hatta bu tür büyük günahları (günah-ı kebahir) farkında olmadan işlemekteyiz!
Üç aylarda kendimizi terbiye etmeli ve sonrasında da kendimizi terbiye etmeye devam etmeliyiz!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.