Ne kadar havalı durdu bu başlık orada, değil mi?
Bugünlerde tam da modaya uygun, ilgi uyandıran bir başlık. Kabul edin.
Okutacak başlıktı ki bakın işte okuyorsunuz!
***
Tuzudur yemeğe tadı veren.
Biliriz hepimiz.
Başlıktır işte haberi de okutan.
O da bir nevi haberin tuzudur.
***
Daha önce yine burada söylemişimdir, başlık hastası olduğumu.
Ben habere haber demem, başlığı güzel olmayınca.
***
Gazete başlıkları okunur sabahları TV'lerden.
Ben her sabah hep o başlıklara dikkat kesilir, en iyi başlığı atan gazeteyi kolaçan ederim.
Oturur kafiye gibi, yaratıcı, çarpıcı, çok anlamlı başlıklı gazeteleri 'en birinci' seçerim kendi kendime.
Hoş ben de o işin uzmanı filan değilim ama kendim bulmuş gibi sahiplenirim o başlığa, onu o gün gittiğim her yerde anlatır, dilime dolarım.
Reklamını yaparım hatta, çalışanından çok..
***
Heyecan, bu meslekte gölge gibidir.
O yoksa sen de yoksun.
Haberi yaşarken yaşatacaksın da.
İşte o başlık senin için havadır, sudur.
Sen onunla besleniyorsun.
***
Bir kitap yazacak olsam kesinlikle güzel başlıkların kitabını yazardım.
Bu konuda Türk medyasının bir çok Avrupa ülkesi medyasından önde olduğunu da düşünüyorum.
Şu an bile geçen bu süre zarfında kafamda kalan süper başlıklar, film şeridi gibi önümden geçiyor.
***
Genç arkadaşlara tavsiyelerimden biridir.
Özenle yaptığınız haberlere başlığı da itina ile yapınız.
Habere yarım saatini veriyorsan, başlığa 1 saat ver, üşenme.
Vitrindeki en iyi ürün gibidir o çünkü.
Bazen satıcının üste koyduğu portakallar, elmalar vardır ya, onlar gibidir.
Güzel başlık bulması kolay değildir, pahalıdır elbet.
Ama iyi satar.
En şaşaalısı ve de el yakanı olduğu içindir ki vitrindeki maldır çünkü o.
Ben bunu bilir bunu söylerim.
***
Herkesin bir günü vardır.
Bugün de öyle bir gün.
Çalışan Gazetecilerin günü.
Her basın emekçisini tebrik ediyorum.
Ama.
***
Ama ismine uyuzum bi defa.
Ne demek Çalışan Gazeteciler günü.
Olan var, olmayan var.
Çalışan var, çalışmayan var.
Biliriz ki virüs gibidir.
Çalışsın çalışmasın, her biri de gazeteci.
Değiştirilmeli bence tiz zamanda ismi.
***
Bakın böyle bir başlıkla bu yazıyı okutan ben gibi uyanıklar için de başlıklar var!
Ahan da paylaşıyorum.
'Kafası hinliğe çalışan Gazeteciler Günü!'.
Hepinizi öptüm..
---
NOT 1:  Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencisi Mehmet Yılmaz, danışmanlığını Jale Alcan’ın üstlendiği “Bir Gazetecinin Sessiz Çığlığı” isimli bir belgesel hazırladı. Bugün öğleden sonra nasip olursa katılacağımız bu belgesel film tanıtımında Van depreminde kaybettiğimiz değerli hemşehri meslektaşımız Sebahattin Yılmaz'ı anacağız. Bu organizasyonda emeği geçenlere, bu jeste imza atanlara teşekkür ederken, beraber de bir süre Tercüman'da çalışmışlığımız olan Sebahattin'e bu vesileyle Allahtan rahmet diliyorum.
NOT 2: Acemi Gönüllüler diye artık yakından tanıdığımız gençler, Aşık Yaşar Reyhani'yi anma etkinliğine de imza attı. Bugün nasip olursa akşam da Yoncalık'ta ki Emrah Müzesinde olacağız ve Fevzi Budak'tan Reyhani'nin bilinmeyen yönlerini dinleyeceğiz. Bir kocaman alkış da yaşları 20'yi bile geçmeyen bu Gönüllü acemilere gelsin..
NOT 3: İktidar-cemaat kavgasında belli ki problem giderek büyümeye müsait hale geldi. Artık Fethullah Gülen'e yakın olmak bile sorgulanır hale geldi. Ben bu konuda şunu diyorum. Ya düne kadar Allah aşkına Ak Partisi'nde olup da Fetullah Gülen hocaya sempati duymayan var mıydı? Eğer iş oraya kadar geldiyse, vay geldi ülkemin başına!
----
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.