Bugün ne yazsak boş!
Hatta bu hafta ne söylense herkesin bir kulağından girip diğerinden çıkmaya mahkum.
Gözler sabitlenmiş…
Kulaklar fora…
Partilerin kesinleşmiş aday listelerinin açıklanmasını beklemekte herkes.
Kimi isminin önündeki iki “aday” kelimesinden birisinden kurtulup, partisinin seçime girecek adayları arasında yer almak için bekliyor…
Nihayet epey zamandır harcadığı enerjinin karşılığını almak istiyor.
Çoğunluk da desteklediği, tanıdığı ya da akrabası olan adayın isminin listelerde yer almasını görmek için sabırsızlanıyor.
Haklılar!
Millete hizmet etmenin yollarından biri siyaset..
Hatta en önemlilerinde biri.
Yaygınlaşmış bir kanaate göre de eşe dosta itibar, çocuğa iş bulmanın yollarından biri TBMM’de şöyle bir telefonda ulaşılacak adamınızın olması.
Bu düşüncenin ayıplanacak, kınanacak, yalan sayılacak bir tarafı var mı?
Yaşadıklarımıza, olup bitenlere bakılınca yok gibi görünüyor.
Elbette son yıllarda memur alımları için değişen yöntemler, merkezi sistemle yapılan sınavlar düşünüldüğünde işin biraz daha ciddileştiği, bir tanıdıkla açılacak kapıların azaldığı söylenebilir.
Bunları söylerken insanın midesini kaldıran iddiaların, sınavda çalındığı söylenen soruların, yenilen gariban aklarının filan gerçek olmamasını diliyorum.
Elbette sınavsız girilen işlerin, baypas edilen sistemin de toplumdaki hakkaniyet duygusunu sarsacak boyutlara ulaşmaması gerektiğini de ekleyerek Milletvekili tanıdığın varsa işin kolay faslından, haketmen,kazanmak lazıma doğru yol aldığımızı düşünmek istiyorum.
Yoksa hileli işler devam ettikçe, haksızlık bitmez… onu bilecek kadar tecrübeye sahibiz elbette.
Çocuğa iş dışında hastaneden, sosyal tesislerden, misafirhanelerden ve diğer devlet imkanlarından yararlanmak için Milletvekili kartı arkasına yazılmış nota güvenmek ve onunla iş yürütmek meseleleri gerçekten epeye azalmış gibi görünüyor zira devletin artık bu gibi imkanları yok denecek seviyeye inmiş durumda. En azından eskiye nazaran.
İşin sürekli hinlik tarafını düşünerek hayata bakmanın bir tür hastalık olduğunun farkındayım.
Biliyorum ki, içinde hâlâ insanlık için bir şeyler yapmak isteği, memleketine hizmet için çabalamak erdemi olan insanlar da var.
Ve onlarda bu seçimlerde gerekli desteği alıp Ankara’ya gitmek için çalışıyorlar.
Yolları açık olsun!
Her ne kadar bu çabanın emeği çok danesi az bir harman olmaya başladığını, mevcut parlamenter sistemin buna imkan vermeye oldukça uzak bir sistem olduğunu kabul etmek zorunda olsak da, kalbi bu azimle atanların yine de olabileceğini unutmak insanın kendisini inkarı anlamına gelir.
İşte bu yüzden yerel yönetimlerin güçlendirilmesi fikri hemen aklımıza bölünmeyi, eyalet sistemi benzeri bir yapıyı getirmemeli…
Yüz yıldır Ankara’dan yönetilemediğini gördüğümüz güzel ülkemizin aklımıza doluşan vesveseler nedeniyle yine yönetilememesine, bölgeler arası fırsat eşitsizliğinin büyüyerek devam etmesine göz yummamalıyız.
Bu seçim gerçekten önemli bir seçim olacak.
Barışın ülkenin kılcak damarlarına kadar yayıldığı bir geleceğin olup olamayacağını da oylayacağız, milletvekillerimizi belirlemenin yanı sıra.
Çocuklarımızın sokaklarda birbirlerini düşürülmesine dur demek için de gideceğiz sandık başlarına.
Dağlarımızda kan çiçekleri mi yoksa kır çiçeklerimi koklamak istediğimizin cevabını da atacağız sandıklara.
Kardeşliğimizin ırk temeline mi yoksa hakikat ölçülerine göre mi tesis edileceğinin de kendimizce yanıtını iliştirip sandığa bırakacağız oy pusulamızı.
Biz kardeş olmak için aynı anadan doğulmasının şart olmayacağını bilen bir millettik, şimdi de aynı soydan, kandan gelmenin olmazsa olmaz şart olmadığını göstermek için kardeşliğe sahip çıktığımızın altını çizeceğiz ya da hep birlikte kaybetmeye evet diyeceğimiz bir seçimin kara bulutlarının altında kalacağız.
Hele bir adayları görelim, içimize sindirelim de sonra meydanlarda nasıl görünüyoruz onu da uzun uzadıya konuşacak zamanımız olacak elbette. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.